Louvre

Kendimi hazırlamıştım. Louvre'u gezmek istersek temiz 1 saat kuyruk bekleyecektik. Bu bilgi cepte olunca çok da heveslenmiyor insan. Öğlen yemeğine gitmeden önce bir uğrayıp bu muhteşem yapıyı görüp, bahçesinde biraz vakit geçirip yolumuza devam etmeye karar verdik. Sezon dışı Paris'te olmanın bir avantajı daha:) Louvre'a gidiyoruz ki kuyruk muyruk yok:)
4-5 tane bomboş bilet gişesi. "Yahu adettendir, bari bir Mona Lisa'yı görüp öyle çıkın" der gibi bakıyorlar  diyorum Tuğrul'cuğuma:) "Gönül kırmak kolay, gönül yapmak zordur canımın içi gel gel" diyerek ikna ediyorum ve biletleri alıp içeriye giriveriyoruz:)  

















 
                                      Kendini bilmezlik çok zevkli bir şey. Eğlendiriyor insanı:))


























Orayı da burayı da derken, "Ben bir yerde fotoğrafını görmüştüm bu bölümün" diyerek, Tuğrul'u da çekerek dalıyorum Napoleon'un saray odalarının olduğu bölüme.. Aşağıdaki kırmızı koltuğu göreceğim de ne olacaksa artık:) Amaa oraya giderken müzenin o bölümündeki  (Richelieu kanadı) çok güzel bir cafe ile gözgöze geliyoruz. Angelina:) Orada çektiğim fotoğrafları ayrı bir bölüme koyacağım.




Geldiğimizde kuyruk muyruk yoktu demiştim ama biz çıkmaya hazırlanırken durum aşağıdaki gibi. Demek ki keramet sadece sezon dışı gelmemizde değil , biraz da bizim erkenci olmamızdaymış:) 
 



Hoşçakal Louvre...Gezilecek bir çok yeri , Orsay Müzesini , Versailles Sarayını, Pinacotheque'i, hatta Edith Piaf müzesini ve Saint Germain'de kapı komşumuz bir sürü modern sanat galerilerini bir kenara bırakıp sana geldik ama sen de bize "iyi ki geldik" dedirttin:)

Yorumlar