Ver elini tuttum Taksim:)

Biz Paris'e gideceğiz. Yani innnnşallah:) Hiçbir zaman erken rezervasyoncu olamadım. Ben hep son dakikacıyımdır. Ama THY'nin 99Euroluk kampanyasını görünce atlayıverdik. Akademik takvimleri açtık. Sömestre tatilinde çakışan günlerimizi bulduk. 1 dakikada nereye gideceğimize karar verip 3 dakika sonra da biletlerimizi aldık. Haliyle beni aldı bir Paris dosyası hazırlama hummalı çalışması:) 10 günde Paris'e 10 kere gitmiş biri kadar içim dışım Paris oldu. En çok da bloglarda yazılanları okumayı seviyorum. Bu konuda şimdi detaya girmeyeceğim. İşte bloglar arası, Paris başlıklı böyle zıplarken "karma has kicked my ass" başlıklı bir bloga denk geldim. Sayfanın sağ tarafında bir bağlantı dikkatimi çekti. "İstanbul'da kahvaltı". Her zaman kahvaltıcı biri olan ben hemen tıkladım. Bir de ne göreyim:) Körün istediği bir göz Allah verdi 2 göz:) Tam da 8 Ekim'de ne yapsak diye turuncu turuncu düşündüğüm günlerde karşıma bir değil 10 öneri birden çıkmasın mı:) Hayır hepsi de birbirinden nefis öneriler. İçlerinden üçünü seçtim 1 dakikada ( bu aralar böyle "birden birden" oluverdim demek ki:) ve geçtiğimiz Pazar gününün Taksim rotası böylece belli oldu:)  

Vapurdan sonra Taksim günümüzün 2. ayağının fotoğrafları da aşağıda:)


Taksim meydanının özellikle de tam bu noktasının fotoğrafını çektiğim için ve çektiğim fotoğrafı da bu kadar çok sevdiğim için çok mutluyum:) Ne çook şey var tam da bu açıdan çekilmiş fotoğrafta benim için...Kazancı yokuşunun girişi, Kazancı Yokuşu demişken tabii ki Ferhan Şensoy, öğretmenliğe başladığım stajyerliğimi yaptığım ilk okulum.. Yine hemen yolun aşağısındaki Epsilon Yayınevi. Vakkoroma tabii ki. The Marmara Oteli'nin cafesinde kimmmlerle oturmadık ki:) Günin'le, Gülçe'yle, Burçak'la... ve Tuğba ile Melahi'nin de olduğu kalabalık bir kızlar gecesi hemen aklıma ilk gelenler:) Sonra AKM. Kapalı olmasına çok üzüldüğüm sayısız tiyatro, opera ve bale seyrettiğim AKM. Hemen AKM'nin önünden binip gittiğim "Discover İyonya" gezisi. Fotoğrafta gözükmeyen hemen AKM'nin kenarında kalan eski haliyle en sevdiklerimden Gezi Pastanesi.. Yok yok yani:)

                                            


Cemal Süreyya demiş kiii, "Yemek yemeyi bilmem ama kahvaltının kesin mutlulukla bir ilişkisi var."

Kahvaltı'da Dada'dayız:)
Acayip şeker bir yer. Pazar sabahı o erkencik vakitte bizden başka orda olan herkes turist.


Sabah sabah mutluluktan ve heyecandan bayılacağuum. Kollarımı kavuşturmuşuum. Zannedersin üç yıl önce tanışmıştık, bugün ikinci kez buluştuk:)

Dada'nın gayet yeterli kahvaltısı.Açık büfeden tost'a kadar biiir sürü kahvaltı seçeneği var. Biz tek kişilik serpme kahvaltı ve ayrıca menemen istedik.






Ba yıl dım ben bu ışıklı Cem Karaca'ya. Ez cümle, Dada:)


Sıraselviler Caddesi'ndeki muhteşem binalar..




Savoy'u geçtik aşağıya doğru yürüyoruz:)

Binalar, sarmaşıklar, çamaşırlar.


 Yeni bir kavşak. Tabelalara bakınca, böyle bir gün için, sanırım bir sonraki istikametin nereye olduğu belli oluyordur:)

Yorumlar

  1. fotoğraflara bayıldım ve dada'nın mekanına da :)

    YanıtlaSil
  2. Harika. Fotoğrafları beğendiysen ne mutlu bana:)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder