Pide Ban'a bayılıyoruum:)

Erenköy'de oturduğumuz için dünyanın öbür ucu gibi bir yer bize Büyükdere. Eskiden de çok sık gitmezdim/k ama artık 40 yılda bir'e dönüştü. İşte o 40 yılda 1 de bu sabah oldu. Geçtiğimiz haftadan belliydi haftasonunun çok güzel başlayacağı. Şimalcik uzuuun bir aradan sonra anne ile babanın okula dönüşüne ve yeni bir rutine alışmaya çalışıyor. O kadar kolay da olmuyor bu. Cumartesi sabahı hem anne hem baba evde olunca kuşlar gibi şakıdı benim güzeller güzeli kızım. Yemek üstüne tatlı niyetine babaanne ve dede ile gidilen kahvaltı ve üstüne kahve niyetine de anneannenin bu akşamdan bize gelmesi sadece onu değil babayla anneyi de şakıttı:)  
Sabahın en tazesinde pide ban'a gittigimizde usta bizi neredeyse kovacaktı:) hani sanki yataktan kaldırıp "bi pide yap ya" demişiz gibi. Ama erkencikten giderseniz hiç üstünde durmayın ne derse he deyin:) "Ateşi yeni yaktım böyle yapılmaz, ben yaparım ama güzel olmaz. Çökmesi lazım önce. Çökmedi daha..." diye başlayınca, "ustacığım hiç dert değil ,biz siparişi verelim. bir dolaşır geliriz" dedim.  Aslında bu pide ban'a gittiğimde hep yaptığım şeydir. siparişleri ver sonra viiinnn arboretuma. oraya kadar gidip de, arboretum'a giden ağaçlıklı yoldan bir geçmezssem olmaz:) işte fotoğraflar aşağıda:)


                                   Atatürk Arboretum'u . İstanbul'daki en güzel yerlerden biri.
                                         Çayırbaşından içeriye en sevdiğim yollardan biri..
                                     Hala gelmedi mi pideleer? (Şimal'in saati hep biiir)
Süper tatlı babaannemiz ve Şimal:)




                                                                 Hoşçakal Pideban:)

Yorumlar