Bugün günlerden, Leipzig (Cumartesi) - Nicholai Strasse'den sabah seher vakti çıktık yola :)


"Bir Üsküdar balkonunda guruba karşı demlenir gibi 
Bir akşamüstü , Laypzig'de, tramvay durağında
Tadını çıkara çıkara , yudum yudum 
Kederleniyorum" 

Nazım Hikmet 'in bu nefis dizeleri aklımızda sabah erkenden çıktık otelimizden. Daha çok yer görelim diye değil, sadece erkenci olduğumuz için. Leipzig'de bu seyahat öncesi yaptığım bütün okumalardan anladığım 48 saatinizin olması bile hemen hemen her yeri görmeye yeterli. Şehir çok büyük değil. Ama bana sorarsanız gezdiğiniz yerlerin eğer ruhunu hissedip tadını çıkartmak istiyorsanız bir haftayı rahat rahat hak ediyor Leipzig. Biz kendimize çok küçük bir alan belirledik. Bunu belirlerken ben elime bir A4 kağıt aldım ve aşağıda göreceklerinizi yazdım üzerine.



 Otelden çıkar çıkmaz meydana doğru yürümeye başlıyoruz.



Bizim otelimiz Nicholai Strasse üzerinde ve hemen, üstteki fotoğrafta görülen Nicholai Kirche'nin ( St.Nicholas Kilisesi) yanında.


Bu caddenin üzerinde ve yine kilisenin karşısında bir pasaj var. Biz o gün öyle yapmadık ama doğrudan içinden geçip karşı tarafa çıkmak ve meydana kestirmeden gitmek de mümkün.





Nicholai Strasse'nin bittiği yerde bu tabela karşımıza çıkıyor.
. Hemen hemen görmeyi istediğimiz her yer tabelanın üzerinde yazıyor. Biz üç tanesini seçmişiz.
Coffe Baum (Müdavimleri arasında kimler yok ki..Bach, Nietzsche, Goethe..) 
Thomaskirche (Bach'ın kantorluk yaptığı kilise.) 
 Auerbachs Keller (Goethe'nin çok sık ziyaret ettiği hatta Faust'u burada yazdığı söylenen restaurant.)


Bu sokak aynı zamanda alışveriş yapabileceğiniz bir sürü dükkanın da olduğu bir yer. Zara'dan tutun H&M'e C&A'dan Galeria Kaufhof'a (çoğunu Türkiye'de de kolaylıkla bulacağınız ) bir sürü markanın dükkanı hemen göze çarpıyor.

 İşte meydandaki hemen her yeri gösteren harita. 





Altes Rathaus ( Eski Belediye Binası - Old Town Hall) Almanya'nın en önemli Rönesans hazinelerinden birisi olarak görülüyor. 1557'de yapılmış olan bu binanın içinde Şehir Tarihi Müzesi var. Biz gezmedik.

 Şehrin hemen her yerinde müthiş bir hazırlık vardı. İki gün sonra açılacak olan Noel Pazarı'nın dükkanları hazırlanıyordu. Aşağıdaki fotoğrafta da , diğer bir çok fotoğrafta da dükkanlar görülüyor. Bunların olmadığı bir zamanda meydanın boş haliyle daha da görkemli görüneceğini düşünüyorum. 




           Artık ne oldu, ne yaşadıysa :) 
Bizi çok güldürdü bu "fuck your high society" yazısı :)






Ve Goethe :) Heykel tam karşısındaki Madler Passage'a bakıyor. Madler Passage'dan okuduğum bir çok yazıda Leipzig'in en güzel pasajı olarak bahsediliyordu. Auerbachs Keller da bu pasajın içinde. Goethe'nin Faust'u yazarken sık sık ziyaret ettiği ve ilham aldığı lokanta. Bence Goethe'nin heykeli tam da o noktaya çok yakışmış.






Altes Rathaus'un çevresinde dolaşmayı sürdürüyoruz. Eski Pazar olarak adlandırılan meydanın bir yanı boydan boya bu binayla kaplı.


                                                           Christmas Market hazırlıkları.






Altes Rathaus'un altındaki koridorlar boyunca çok sevimli kitapçılar, lokantalar, hediyelik eşya dükkanları var. Henüz sabah erken ve hiçbiri açılmamış..



Tuğrul bayılıyor bu çizgi karaktere:) Ben de onun bayılmasına bayılıyorum :)) Ben hiç hatırlamıyorum ama biz küçükken televizyonda arada sırada Doğu Almanya'dan alınmış ucuz çizgi filmler yayınlanırmış. Japon çizgi filmlerinin yanında çok sönük kalan bu filmlerde çocukken tanışmış Tuğrul bu küçük köstebekle :)




                                                          Noel Pazarı hazırlıkları- Atlı karınca boyanıyor.


Tesadüfen karşımıza çıkan bir cafe. Meydanın sonundaydı. Hemen telefonumuzdan baktık. Art Nouveu  bir mimarisi olan Viyana kahvesi diye tanımlamışlar yazılarda. Çok beğendik dışarıdan. İçerisi kalabalıktı. Meydandan ayrılmak istemediğimiz için biz geri döndük. 








Yorumlar