Bugün günlerden pepe


Küçük kurbağalar (gözlere bakarsanız.. :) imza gününde. Pepe geliyor dediler, koştuk geldik. Vosvoslarla konvoy eşliğinde geldi. Ah o vosvoslar. Nasıl tatlılar peşpeşe dizilmiş halleriyle. Çok iyi araba kullanabilmek isterdim. Sırf vosvos alıp kaplumbağalara katılmak için. Ama "Otomatik vites'i sürebildiğime şükrediyorum" boyutunda benim araba kullanmam. Olsun Tuğrul'dan daha ilerideyim :) (Bu durumda onun hiç kullanamadığını tahmin edebilmişsinizdir.:)

Geçen hafta Hürriyet gazetesinin pazar ekinde Çınar Oskay'la röportajı yayınlanmıştı. Bir solukta okumuştum. İşte o yazının girişi:

Beşiktaş’taki Kabalcı Kitabevi’nden çıkan 20’li yaşlarda bir çocuğun gözleri ışıldıyor: “Abi, gördün mü, nasıl tatlı gülüyor, canım ya!” İçerde, sonu görünmeyen imza sırasındaki yüzlerce Türk, muhtemelen haritada bulmakta zorlanacakları küçücük ülkeden gelen bir adamı görme telaşında. Uruguay’ın önceki cumhurbaşkanı José Mujica’yı... 80 yaşındaki bu eski gerilla, 2010’da cumhurbaşkanı seçildi ama başkanlık sarayına taşınmayı reddetti. 40 yıldır oturduğu çiftlik evinde, eşi, eski komşuları ve topal köpeğiyle yaşadı. Maaşının yüzde 70’ini “İhtiyacım yok” diye yoksullara bağışladı. Birleşmiş Milletler’de yaptığı ve “Kalıcı olan aşk, dostluk, dayanışma ve ailedir. Belirleyici olan hayat olmalıdır. Birikim, tüketim değil” dediği konuşması dünyayı sarstı. Che Guevara’yı tanıdı. Fidel Castro’nun, Hugo Chavez’in sırdaşı oldu. ABD’nin Küba ile yakınlaşmasında aracıydı. Obama, Latin Amerika’yı anlamak için onu arıyor. Ama en önemlisi hep, seneler önce hapishanede karar verdiği şekilde yaşaması oldu. Gün gelip o ülkenin cumhurbaşkanı olsa bile... 

Solun Türkiye'de pek sesinin çıkamadığını bunun nedenlerinin ne olabileceğini soran Çınar Oskay'a cevabı da çok anlamlı:
Sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada solun derdi ‘birlik’ti. Girondistler dönemindeki kırılmayla Fransız Devrimi bitti. İspanyol Devrimi’nde anarşistler, komünistler ve sosyalistler aralarında çatışmaya başladığı günlerde kazanan Franco oldu. Almanya’da komünistler ve sosyalistler birbirini öldürmeye başladığında zaferi Hitler kazandı. Uruguay’da sol, birlik olması gerektiğini öğrendiği gün, ortak programlar yaratmayı, beraber yürümeyi öğrendiği gün kazanmaya başladı. Kazandık, çünkü birleştik. Farklılıklara saygı duyarak birlik olduk. Birleştiğinizde gerçek bir alternatif olmaya başlıyorsunuz. İnsanlar aptal değil. Hayatlarının ellerinden kaymasını istemiyorlar. Kimse boş laf, fikir tartışması istemiyor. Gerçek şeyler istiyorlar. Tartışma ve fikirler için değil, iktidar için kavga etmek gerekir. İktidara oynamak için güçlü olmak gerekir. Güçlü olmak büyük kalabalıklarla mümkündür. Oldukça basit ama solun bunu anlaması çok kolay olmuyor. 



Ben çook seviyorum bu,

"Düşüncelerimizle uyum içinde bir yaşam sürmek... Düşündüğün gibi yaşarsan, yaşadığın gibi düşünürsün." 
            
diyen adamı. Buna bütün kalbimle de inanıyorum. Pepe, çok mutlu olduk tanıştığımıza ve elini sıkabildiğimize diyorum:) 

Yorumlar

  1. Iyiki gittin, gördün, sayenizde bende gördüm. Çok seviyorum bu adamı. Latinleri.

    YanıtlaSil
  2. Cumartesi günü Beylikdüzü Belediyesi'nin düzenlediği söyleşiye gittim. (Yazdım da okumak isterseniz.) Ertesi günü de kitap fuarında imza almak istedim Pepe'den ancak söyleşi o kadar kalabalıktı ki imza sırasının da uzun olacağını düşündüm. Fuarda sadece 45 dakika ayrılmış bu etkinliğe. Dolayısıyla konuşmasını dinledim ancak imzayı alamadım:) Aklım kaldı. Çok iyi yapmışsınız:)
    Sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sezer okudum ben yazdıklarını. Çok da sevdim. Çok güzel anlatmışsın. Hatta eşime de okuttum:) Sevgiler sana da:)

      Sil

Yorum Gönder