Bugün günlerden Joko'nun doğum günü



Roland Topor'un bir oyunuymuş...Hakkında bir şey bilmeden ama yine de iyi olduğunu sezerek geldik...Ben hiç bu kadarını beklemiyordum...Müthişti...Bu sezon izlediklerim içinde kesinlikle kaçırılmaması gerekenlerdendi...


Tepene biniverirler...
Biniverirler de sen taşır mısın? 
Taşımazsın değil mi?
Ama ya taşımak zorunda bırakılırsan?
Mesela bireysel olarak karar alamayacağın bir durumdaysan....Mesela o en kutsalımız olan aile işin içine giriyorsa.. Hadi buldun sırtında , hadi ilk fırsatta indireceğim dedin ve taşıdın diyelim , ya sana yapışıp kalırlarsa? Hı? 

Peki ya sırtınıza binenler, sıçrayıp hooop sırtınıza ustalıkla atlayanlar, onlar niye yaparlar bunu? 

Joko bir işçi..
En baştan kararlı sırtına almamaya...
Hiç müdanası yok...
Ama sonra bir görüyor ki çalıştığı fabrikadaki arkadaşları büyük bir zevkle birilerini taşımayı neredeyse ek iş edinmişler kendilerine... 
Hatta canla başla ve büyük bir zevkle yapıyorlar bu işi..
O da onlara katılıyor...
(Ne kadar soyutlanabiliriz birlikte olduğumuz insanlardan?)




Peki peki sonuna gelelim...
Diyelim ki öyle ya da böyle ne yapmakta olduğuna ayıldın bir gün ve sırtından attın o sırtına binenleri...
Hatta sana yapıştılarsa kazıdın diyelim bedeninden..
Peki ya sonra? 
Beyninin içinden de atabilecek misin?  
Ya da beyninin ne kadarını atabileceksin onlarla birlikte..
Neye mal olacak sana bu? 

Ah Joko...

Çok soru sorduruyor Joko'nun doğum günü...
Ben bu sezon iki kere izledim peş peşe... 
Happy birthday Joko! Sorgulattığın her şeyle birlikte çok yaşa..








Yorumlar