Üç kahvaltı
1. Yolunuz düşerse kaçırmayın:
Teşvikiye Saray. Sabahları bizim yolumuz çok sıklıkla düşüyor. Bahçesi baharla coştu. Herkes kaldırım üstündeki masalara doluşsa da en en içeride bu bahçeyi seyrederek kahvaltı etmek müthiş..
2. Yolunuz düşmese de düşürün:)
Feriköy Pazarı. Bir cumartesi sabahı ama erkencik bir saate ( ki pazarı da dolaşmak isterseniz alacak bir şeyler kalmış olsun.) Feriköy'de kurulan organik pazar. Bir kahvaltı ediyorsunuz müthiş..Benim gibi klasik kahvaltı seven biri bunu diyorsa varın siz düşünün artık... Hemen girişte gözlemeciler. Hemen onların yanında, bayıldığım bir tezgah var..Özellikle keçiboynuzu pekmezi ile yapılan kekin o acımsı buruk tadını hiç bir benzerinde bulamıyorum.
Bu çorba yine eskisi kadar lezzetli bence ama sanırım tahta kaşıkla tahta tabaktan içtiğimiz için biz daha bir bayılırdık...Şimdilerde böyle maalesef. Acaba sabah daha erken saatlerde gitsek tahta tabakta servis ederler mi yine? Şimal de koca bir kaseyi içti bitirdi.
Biz o sabah saat 8 olmadan oradaydık. Kahvaltımızı edip dolaşmaya başlamamız 8:30u bulmuştur. Çektiğim üç beş fotoğrafa aldanmayın pek de bir şey kalmamıştı. İyi bir alışveriş için,baharla birlikte saat 7yi geçirmemek lazım.
Yolunuz düşsün düşmesin madem yoldasınız , yolda kahvaltı edin :) Biz bu sabah İTÜ'nün Maslak'taki kampüsüne giderken , Arnavutköy - Bebek arası bir yerde park ettik. Geleni geçeni
(buna denizdeki trafik de dahil:) seyrederek ettik kahvaltımızı. Eh bu kadar güzel başlayan bir günün devamı da illaki güzel oluyor:)
Yorumlar
Yorum Gönder