Bugün günlerden, kalp kalp kalp :)))


En güzel kutlama yemeklerimizi ne özel yerlerde yedik Tuğrul'cuğum senin sayende.. 
Ayaspaşa Rus Lokantası ( o geceki bütün konuklarıyla :), Kör Agop, Asır , Hristo, Aynalı Cavit, Hatay, sonra Büyükada'da bana en büyük sürprizi yapıp, yıllar önce kaybettiğim izini senin bulduğun ve beni havalara uçurduğun Fıstık Ahmetin yeri bir çırpıda aklıma gelenler... 
Her seferinde son dakikaya kadar hep merak ettim bu sefer nereyi seçtiğini... Ve belki ondan da çok "neden" orayı seçtiğini... 
Bu yemeklerin en sevdiğim kısmı da senin bana bir masal anlatır gibi tane tane orayı neden seçtiğini açıklaman oldu .
Bu sene doğum günüm için Tarabya'daki Kıyı restauranta gidince önce bir anlayamadım. Yani Kıyı harika bir balık lokantasıdır da öncelikle sosyetiktir. Hülya Avşar'dan Güler Sabancı'ya uzanan bir müdavim listesi vardır da bizim özel gün yemeklerimizde hiç öyle sosyetik mekanlara bir tutkumuz yoktur. Bilakis salaş yerleri de ayrıca severiz. Burası nereden çıktı şimdi diye şaşırdım. Tamam şaşırdığımı da hiç içimde tutamam ( tutsam iyi tabii ııııı :) söylerim, söyledim de zaten :) Bu bayıldığım , "Neden burayı seçtim?" kısmına geldik şimdi :) Meğer meğer İstanbul'da işletmeciliğini hala bir rumun yaptığı ender , bir iki lokantadan biriymiş Kıyı.
Bize çok anlamlı gelen bu sebepler işte bizi en derinden birbirimize bağlıyor sanıyorum...
Benim çocukluğum Yeniköy'de geçti. Yeniköy'de doğdum ve büyüdüm. 27 yaşıma kadar Yeniköy'de oturdum. Çocukluğumun ilk yıllarında , Yeniköy'de belki de Türk nüfustan daha çok rum nüfus vardı. Bizim karşı komşumuz rumdu. Birilerinin taşındığını, o evde ilelebet oturulmayabileceğini ben ilk olarak onların taşınmasıyla öğrenmiştim. Ve hep zannetmiştim ki bu insanların esas memleketi burası değil. Burası bizim memleketimiz. Onlar ise mesela benim annemin evlenince Giresun'dan İstanbul'a gelmesi gibi bir şekilde yolları buraya düşmüş insanlar. Çalıştıkları için, çocukları burada okuyor olduğu için vs vs... Konuksever olan biziz. Onlar da işleri bittiği zaman , tatillerde , özel günlerde hep memleketlerine gidiyorlar. Sonra yine zorunluluktan buraya dönüyorlar... Çok yıllar yıllaaar sonra Aziz Nesin'in bir kitabında ilk kez rastladım 6-7 Eylül olaylarına. Ve ondan sonra merak saldım okudum da öğrendim durumun hiç de benim bildiğim gibi olmadığını . Konuksever olanın bizler olduğu konusundaki ezberim de bir sallandı. 
 Yorgo bey de oradaydı bu akşam. Misafirlerini karşılayışını izlerken,
çocukluğumu , Yeniköy'ü ve rum komşularımızı düşündüm. Kapı komşumuzu, benim ilk oyun arkadaşım Rana'yı.. Hala yüzünü hatırladığım annesini.. Sarı saçlı güzel topuzlu bir kadındı. İsmini bilmiyorum annem hep Madam derdi :) Aklımda Madam olarak kalmış..

Ne desem az canikom, yüreğine sağlık, çın çın , hepsi senin şerefine :) 
Yine ve hep söyleyeceğim, Doğum günüm bana geldiğin gündür :))) Ve I mean it biliyorsun 💕 😊 

Yorumlar