Bugün günlerden, "Kalecinin penaltı anındaki endişesi" :))


Şimdi ben kime ders anlatacağım peki ? Hepiniz mi uyuyakaldınız bu sabah? :)  
Tarihe bakalım. Yok, tamam ,1 Nisan da değil.. 
Nasıl ya , gerçekten mi? :))
  
Eh ne yapalım, bakalım bakalım "Kalecinin penaltı anındaki endişesi" kitabının arkasında , kitap tanıtım yazısında ne bulacağız? :) 


Kalecinin Penaltı Anındaki Endişesi, Time’ın “Beckett’den beri çağdaş yazının en büyük adı” diye nitelendirdiği Handke’nin en önemli yapıtlarından biridir. Bir tek sözcükle tanımlamak gerekirse, dille dünya arasındaki “boş”luğun romanıdır. Metin, Batı toplumlarında yaşayan “uygar” insanların ilişkisinin (=ilişkisizliğinin) yarattığı “boş”luğun “özgürleştirici” ve “öldürücü” boyutları üzerine kuruludur.Romanı edebiyat estetiği açısından farklı kılan yan, Handke’nin dile olağanüstü bir önem vererek “boş”luğun üslubunu yaratmış olmasıdır. Klasik romanlardaki tip yoktur... Metinde, kalecinin penaltı anında duyduğu endişenin bütün bir hayata yayılmasından duyulan tedirginlik ve dilin ilişki kurmadaki eksikliği büyük bir başarıyla işlenir.Handke’ye göre, “Edebiyatın görevi toplumsal koşullandırmayı yıkmak ve kültürün insan ve doğa üstündeki baskısını kaldırmaktır. Ama edebiyatın kendisi de her zaman için kültürün bir parçasıdır ve dolayısıyla kendi içine dönük ve kendine yeniktir. Yazmak, kendi kendini hapsetmek, kendini yaşamdan uzaklaştırmaktır ve bu da bir tür şizofrenidir aslında.”“Yalnızlık”, “boşluk”, “ilişkisizlik”, “dilin ilişki gücü” gibi temalara ilgi duyanlar; “zor” metinlerden hoşlananlar için vazgeçilmeyecek bir başucu kitabı...

Yazar: Peter Handke
Ayrıntı yayınları 



Yorumlar