Bugün günlerden, Coco.. Bayıldık biz bu filme :)


Perdede Miguel var. Coco filminin başrolünde kendileri. Filmi tek cümleyle özetlersek, Miguel'in ölüler dünyasına yaptığı yolculuk sırasında ailesinin diğer tarafa göçmüş bireyleriyle tanışması ve kendi hayatının hikayesine dair öğrendikleri demek yeterli olur sanırım...
Coco Pixar'ın işi. Pixar yine harikalar yaratmış. Bu sefer hikayeyi daha bir dokunaklı buldum.. Şimal zannediyor ki çizgi film izlemeye kendisi için gittik...Aramızda hiç bir fark yok oysa..İkimiz de soluğumuzu tutmuş filmin başlamasını bekliyoruz :) 

Aile olmak, aile olmanın önemi, ailenin birbirinden beklentileri...Hepsi beni çok etkiliyor ama bundan başka şeyler de var filmde.. Tutkularımızın peşinden gitmek...Herşeye rağmen...İnançlarımızı korumak...İnandıklarımıza sahip çıkmak....
Ölüler dünyasında beni en etkileyen şey ise oradaki iskeletlerin, dünyada yaşayanlar tarafından  unutulurlarsa, tamamen yok olmaları ve ölüler dünyasından bile silinmeleriydi... Aslında hatırlamak ve unutmak üzerine çok şeyi daha da açıklıyor bu.... Bunu tersten okumak da mümkün...Hayatımızdan çıkıp gitmesini istediklerimiz her kim ya da her ne iseler, biz onları unutmadıkça hep var olacaklar ...
" The Living keep the departed alive" diye okumuştum bir yerlerde bunu hatırladım...
Alzhemeir hastası olan babaanne filmin bir sürprizydi bence. Klasik bir çizgi filmde olmayacak kadar narin ve insanın yüreğine ayrıca dokunan bir figür...
Sırat köprüsüne ise ayrıca bayıldığımı söylemeliyim.. Pixar'ın bu yeni filmini anne kız çok sevdik biz :))
Tabii animasyon deyince Şimal'in all time favourite'i "Transilvanya Şatosu"dur .
Bunu da buraya eklemeden geçemeyeceğim :)




Yorumlar