Çarşamba hayalleri ve 2014'e 1-2...

Biz buraya taşınırken benim ne hayallerim vardı. Elimde olsa taşınmadan yerleşecek , yerleştikten sonra taşınacaktım. ( Nasıl yapacaktıysam artık onu?) Ama ilk çarşamba dahil her çarşamba benim olacaktı yalnız benim. Bencillikse bencillik. Sadece benim sevdiğim şeyleri yapacaktım.
Şimal kreşeee, Tuğrul dersinee ben sporaaa...Ya da ben sinemayaaa...Hatta sinemadan çıkıp arada sevdiğim bir yerde yemek yiyip yine sinemayaa... Ya da dur ikinci filme girmeyeyim de ben bir paşabahçeye uğrayayım. Bayılırım paşabahçede dolaşmaya...Şart değil , şart değil gördüğüm herhangi bir mağaza da olabilir...Yeterki özellikle bir şey almak için gitmek zorunda olduğum bir yer olmasın..."Şööyle bir dolaşayım, ne var ne yok bakayım" olsun....Ya da ben Eminönünee... Kilimciler, aktarlar, Kurukahveci Mehmet Efendi, çiçek pazarı, vakıflardan zeytin...mısır çarşısının yanındaki peynircilerden peynir...Eve eli kolu dolu dönmeler, aldıklarını yerleştirmeler...Ya da ben dooğru İstinye Park'a Tuba ile buluşmaya. Söz verip bir türlü gidemediğim Çiğdem'i görmeye. Taksim'in ara sokaklarında fotoğraf çekmeye...Pasajların içini dolaşıp, Yapı Kredi Yayınevi'nden kitaplar almaya...Zorlu Center'daki tiyatrolar neymiş diye bakıp biletler almaya..( Alışveriş merkezleri dışında tiyatro kaldı mı sahi??) Ya da evde en zor en uğraştıran yemekler neyse onlardan yapacaktım...Her tarafı una bulayıp, sonra kimseler gelmeden temizleyecektim....Ya da evde oturacaktım arkadaşlarım gelecekti. Abu Dhabi'den Tuba bile gelebilirdi mesela. Ayaklarımızı altımıza alıp sohbet edecektik. Kimse gelmese kahvemi içip, koltuğa yatıp gazete okuyacaktım. 7 gazete falan.... hatta magazin dergisi bile okuyabilirdim...
İlk hafta kar yağdı. Şimal okula gidemedi.
İkinci hafta usta geldi. Hayatımın sayılı şapşirik günlerinden biriydi... Akşam herşeyin üstüne bir de, Şimal koştururken düştü aklım yerinden oynadı...
Üçüncü hafta bir arkadaşım ben gelirim dedi Şimal hastalandı. Bir de üstüne 2 gün sonra ben Beta mıdır nedir ondan oldum. İlaçlara boğulduk. Mutfak tezgahının üstü ecza deposu gibi...Bunlar sık kullanılanlar...Bir de öyle her an kullanılmayan gaviscon, nurofen, parol falan var...


Geçenlerde facebookta görmüştüm "Aman bu sene başladığı gibi gitmesin lütfen" yaziyordu biryerde. Çok reca edeceğim bu sene benim de dileğim budur ve bu yazının da özetidir aynı zamanda :)      

Not: Bütün bu tozun dumanın içinde ama canımın içi Süreyyam babaanne oldu..Bir arkadaşım babaanne oldu inanamıyorum buna:))) "Hala oldun halaa!!" diye telefon açtı havalara uçtum:)) Mustafa'cığım ve çook tatlı eşi İpek, Can bebeklerine kavuştular:))) Hepsini çook tebrik ediyorum ediyorum. Onlar ermiş muradına biz çıkalım kerevetineee:)))) 

Yorumlar