Emek kahve'deyiz

 Emek Kahve'ye en son Gülçe ile gitmiştim. Bin yıl oldu sanki..Emek kahve kapatılmıştı. Kapısı mühürlüydü. Deniz kenarındaki bahçesinde oturmuştuk. Mahalleden Yeniköy'lü bir iki kadın termosta yaptıkları çayı, karton bardaklara koyup dağıtıyorlardı. Aradan sank, yüzyılaaar geçti:)
Baharla birlikte sokaklara çıkıyoruz. Oyle evimizin oralardaki akşamüstü gezintilerinden bahsetmiyorumJ Daha uzaklara gitmeleri deniyoruz. Neredeyse hamileliğimin son günlerinden beri gidemediğimiz burnumuzda tüten yerlere.J Hala gidemediklerimiz var tabii. Eminönü mesela. Mısır çarşısı , Tahtakale...Hele de Umut Ocakbaşı...Kocamın göznuru Beşiktaş'ındaki Kazan, Bostancı'daki Kale Pilsen....Yeni ve merak ettiğimiz yerler de var listede. Yavaş yavaş ve çoook keyifle:) Emek Kahve'ye Tuğrul'la yolumuz hiç düşmemişti. Yeniden açıldığını duyduğumuzdan beri de fırsat kolluyorduk. İşte bugün kahvaltıyı orada ettik:) Amaaan bir mutlu olduk ki o kadar olur:) Deniz kıyısındaki kısım hiç değişmemiş. Aradaki alanı ben çok anlayamadım ama yol tarafındaki kısım da hiç fena değil. Kasadaki amca dede Şimale bayıldı. Ben de ona bayıldım. Bir amca dede bu kadar sevecen olur:) Emek Kahve yine en güzel şeyleri sunuyor yani ez cümle...Üstelik bir sürü hatıra da yanında cabası:)   

Şimal Emek Kahve'nin değişmeyen menüsünü inceliyor..




Cici köpeğin sahibi geldi. "Siz bizim kızımızın fotoğrafını çektiniz, ben de sizi çekeyim." dedi:)  Biz bayıldık bu teklife:)  

Yorumlar