Bugün günlerden, hava güzel olunca vur kendini sokaklara:)


                                       Hemen hepsi de komşu kapısı sayılır:) Burası Balmumcu.


 
 Abbasağa. Her gün yeni bir yer açılıyor. Bu sefer de bir sahafa denk geldik. Miniminnacık ama çok keyifli bir yerdi.



Her halde son yıllarda en sevdiğim köşe burası. Tam benlik olduğundan, eve de yakın olduğundan:) Herhalde yüz yıllık vardır bu kahve. Tam mahalle kahvesi. Mahallenin erkekleri sabah evden çıkınca gelip oturuyorlar çardağın altına. Anneler çocuklarını okula bırakınca dönüşte geliyorlar. İşlerine gidenler, geçerken kahvaltı etmeye oturuyorlar..Bazıları sabah evde bir kase içine, peynir, domates, yeşillik doğrayıp getiriyorlar yanlarında. Bazen biz de yapıyoruz. Hemen yanıbaşındaki mahalle fırınından da simit, ekmek birşeyler işte..Oturuyorsun iki çay söylüyorsun. O küçücük masalarda, taburelerde doyamıyorsun kahvaltı edip, gazete okuyup, etrafı seyredip, sohbet edip çay içmelere.. :)
 



 Vallahi ben bir şey yapmadım. Arkadan minik bir fenerle ışık tutulmuş gibi:) Alice'in içine girip kaybolacağı delik gibi:)


 Akaretler'de yeni bir kitapçı - cafe açıldı. Minoa. Kahve içmeye uğradık. Kitapların arasında kaybolduk :)










Yorumlar

  1. çok güzel kareler, mekanlar bu istanbul'u özlüyorum ... son kare muhteşem :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili moon, zaten bu İstanbul'u yaşayınca güzel oluyor bu şehir. Şu sıralar pastırma yazıyla birlikte heryerde bir renk cümbüşü..İnsan en trafikli zamanında bile kıyamıyor kızmaya:) Son kare benim de favorim ;))

      Sil
  2. Fındık burnu ve zeytin gözleri yedim önce - Allah nazarlardan saklasın (Maşallah)

    Biliyor musun bizim de evimizde hala o 45' lik plaklar, LP'ler ve yarı çalışır retro pikabımız var; gözümüz gibi bakıyoruz :).

    Kahve - kıraathaneler kültürümüzün ayrılmaz parçalarıydı; albenili cafe-lere yenik düştüler. Buna direnip de yaşatanlara selam olsun.

    Fotograflardan bazılarını çalacağım yine ♥

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Nurdan, bloguna koyduğun her güzelliği takipteyim. Ama yorum yazamıyorum. Sanırım bizim b.sayar çok dolu o yüzden yorum yazıp da gönder'e basınca dönüp durmaya başlıyor. Lütfen hep sıkı bir takipçin olduğumu ve paylaştığın bütün güzelliklere bayıldığımı bil:) Umarım en kısa zamanda biz biraz daha bilgisayarımızdaki yükü azaltırız da ben de hissettiklerimi yeniden sıcağı sıcağına paylaşabilirim:)

      Plaklar yeniden moda bile oldu ama o eski orjinal pikapları çalışır durumdakileri bulmak çok zor. Kapalı çarşıda bir gramafon tamircisi var. acaba pikapları da tamir ediyor mu diye merak ettim şimdi. İkimizin de aklında olsun:)

      Kahveler ve cafeler:) İkisinin de yeri de keyfi de ayrı belki de. Hele böyle kitaplarla dolu olunca ben bayılıyorum. Yine de ne kadar çok göz alıcı olmasına rağmen ne kadar zamana direnir ki burası diye düşünüyorum. Abbasağa'daki o güzel mahalle kahvesi konusunda ise içim daha rahat. ( Yani umarım endişelenmemeliyim:)

      Son olarak fotoğrafları tepe tepe kullan:) Çok sevgiler:)

      Sil
  3. o fındık burun ne tatlı bir şey öyle maşallah diyeyim öncelikle,
    sonra gelelim o şahane mahalle kahvesine bayıldım hele o kitapçı o eski plaklar satılan sahaf filan beni benden aldı..
    umarım bu güzelliklerimiz hiçbir zaman yok olmaz ve daima yaşatılır..
    sevgiler

    YanıtlaSil

Yorum Gönder